Ahmet ERASLAN

Birlik rahmet, ayrılık azaptır.

Tabuların Yıkıldığı Ülke İran -2

ŞİRAZDA 2. GÜN

Sabah kahvaltısını otelde yaptık ve Otelden cıkış işlemlerimizi gerçeklestirdik. Çantalarımızı Otele Emanete bıraktık ve sözleştiğimiz gibi 7:20 de Zehra ve abisi Ahmad ile lobide buluşarak Persapolis’in yolunu tuttuk. Persapolis yaklasık olarak sehir merkezine 65 km uzaklıkta. Yol boyunca İran coğrafyasını görme imkanımız oldu. Siraz’ın dan Persapolis’e giderken Kuran kapısından geciyoruz. Güzergahımızda at ciftlikleri olduğunu hatta Zehra’nın ailesinin de atları olduğunu ve ata binmek istersek gidebileceğimizi teklif lif ettiler ama biz prograamın dısına cıkmak istemedik ve yolumuza devam ettik. Yol da dikkkatimi ceken yük tasıyan kamyonlar 80 ve oncesine ait eski Mercedes kamyonlardı. Persapolis girişinde aracı otoparka bırakarak uzun 10 dk bir yürüme mesafesi ile girişe geldik. Girişteki görevli Cantalarımızı emanete bırakmamız gerektiğini belirtti. Kişi bası 15000 tümene biletlerimizi aldık ve Persapolis ziyaetmimize başladık.

۲۰۱۵-۰۴-۲۴ ۰۸-۰۸-۲۶
a01

a02

Darius’un Şehri Persepolis

Pers İmparatorluğu’nun başkenti olan Persepolis, M.Ö. 6. yüzyıl sonlarına doğru Pers Kralı I. Darius (Dara) tarafından kurulmuş. Bu antik kent içindeki en görkemli yapı ise tabii ki kralın sarayı olmuş. Saray taşıma toprakla yapılan, tepesi 473 metre uzunlukta, 86 metre genişlikte ve 13 metre yüksekliği olan yapay bir tepe üzerine inşa edilmiş. Sarayın bulunduğu bu taraçaya iki geniş merdivenle çıkılıyor. Merdivenlerin yan duvarları kral Darius’un rakiplerine gözdağı vermek ve gücünü göstermek için yaptırdığı devasa büyüklükteki kabartma heykellerle doldurulmuş.

۲۰۱۵-۰۴-۲۴ ۰۹-۳۱-۱۴

۲۰۱۵-۰۴-۲۴ ۰۹-۲۶-۲۷

۲۰۱۵-۰۴-۲۴ ۰۹-۲۶-۱۵

۲۰۱۵-۰۴-۲۴ ۰۹-۲۴-۳۱

۲۰۱۵-۰۴-۲۴ ۰۹-۲۴-۱۱

۲۰۱۵-۰۴-۲۴ ۰۹-۲۳-۱۷

۲۰۱۵-۰۴-۲۴ ۰۹-۲۲-۴۸

۲۰۱۵-۰۴-۲۴ ۰۹-۱۴-۴۵

۲۰۱۵-۰۴-۲۴ ۰۹-۱۵-۱۸

۲۰۱۵-۰۴-۲۴ ۰۹-۲۰-۵۸

۲۰۱۵-۰۴-۲۴ ۰۹-۲۱-۴۳

۲۰۱۵-۰۴-۲۴ ۰۹-۲۲-۴۵

۲۰۱۵-۰۴-۲۴ ۰۹-۱۳-۵۵

۲۰۱۵-۰۴-۲۴ ۰۹-۰۵-۲۱

۲۰۱۵-۰۴-۲۴ ۰۹-۰۲-۱۸

۲۰۱۵-۰۴-۲۴ ۰۹-۰۱-۳۲

۲۰۱۵-۰۴-۲۴ ۰۸-۵۸-۱۸

۲۰۱۵-۰۴-۲۴ ۰۸-۵۸-۳۷

02 (124)

02 (120)

02 (115)

02 (113)

02 (110)

02 (90)

02 (95)

02 (97)

02 (87)

02 (88)

Darius’tan sonra tahta çıkan diğer Pers imparatorları da bu sarayı kendilerine mekân olarak seçmiş ve her defasında biraz daha büyütüp genişletmiş. Taht salonunda, her biri 20 metre yükseklikte olan ve üzerinde 2 metre yükseklikte başlıkları olan 100 sütundan şimdilerde sadece birkaç tanesi ayakta kalabilmiş. Sütun başlıklarının çoğu insan, boğa ve at başı şeklinde yapılmış. Sarayın iki büyük sütunla tutturulan kapısının yüksekliği 11 metreyi buluyor. Kapıdaki sütunların önünde, yüzleri insan şeklinde olan iki boğa heykeli yer alıyor.

Darius’un, Mısır’ın güneyindeki granit ocaklarından (obilisk taşı) getirilen blok taşlarla yapılmış “Apadama” denilen tören salonu tamı tamına 10.000 kişi alıyormuş. Bu kadar büyük bir kapalı salon günümüzde de dahil olmak üzere başka hiçbir sarayda bulunmuyor. Hazine sarayının geniş avlusuna açılan dört büyük ahşap kapısından bazıları yok olmak üzereyken renkli ve süslü alçılarla kaplanmış. Sarayın kalıntıları üzerinde dolaşırken özellikle geçiş bölümlerinde sıra sıra dizilmiş heykel kalıntıları bozulmadan günümüze kadar gelebilmiş. Bu büyük sütun kaideler üzerinde, Perslerin sosyal yaşamını ve inançlarını yansıtan çok sayıda heykel bulunuyor. Bunlar iyilik sembolü olan yarı insan bir savaşçıyla kötülük sembolü olan bir canavarın mücadelesini anlatıyor. Bu mücadeleden her defasında zaferle çıkan ise tabii ki iyilik sembolü olan Darius oluyor.

Taht-ı Cemşid ve Nakş-ı Rüstem

Persepolis’in yakınındaki kayalık dağın yamaçlarında birbirinden 8-10 kilometre uzaklıkta, kayalar oyularak yapılan ve saray görünümlü iki kaya mezarı bulunuyor. Bizim Batı Anadolu’daki Frigya döneminden kalma yamaçlardaki büyük kayaların oyularak yapıldığı kral mezarlıklarına benzeyen bu mezarlar “Taht-ı Cemşid” ve “Nakş-ı Rüstem” olarak anılıyor. Bunlardan ilki Darius’a ait.

Eee ne oldum demek kadar ne olacağım da demek gerekiyor. Görkemli tahtlar, saraylar yaptırsanız da gün gelir devran döner birileri o sarayı altınızdan çekiverir. Tarih sayfaları bu hikâyeleri yazmakla bitiremiyor. Nitekim M.Ö. 331’de Büyük İskender Anadolu’dan başlayıp büyük doğu seferine çıktığında Orta Asya’yı da aşarak Hindistan’a kadar geçtiği tüm toprakları titretirken bu hışımdan en fazla nasibini alanlardan biri de Persler ve Darius olmuş. Büyük İskender’in sayıca daha az olmasına rağmen dahiyane bir taktikle Pers ordusunu birkaç saat içinde bozguna uğratıp, Darius’u ortadan kaldırmasıyla birlikte saraya girdiğinde büyük bir şok yaşadığı söylenir.

Gözünün gördüklerinin o güne dek hayal ettikleriyle dahi boy ölçüşemeyecek kadar güzel olduğunu fark ettiğinde, tedirgin olmaya başladı. Burnuna gelen kokuların, dokunduğu çiçeklerin, eğilip pınarlardan içtiği şarapların, ağaçların altında sere serpe yatan hurilerin ve gözünün gördüğü ne varsa hepsinin ilahi bir mükemmellikte olduğunu görünce “Cennet artık benim oldu” dediği söylene gelir. Ne var ki Hint Seferi’nden dönerken Persli bir kadınla ateşli geceler yaşadıktan sonra başına gelen zehirlenme faciasından sonra askerlerine biraz kıskançlıktan dolayı tarihteki bu en görkemli sarayı yağmalattığı ve sonunda da yakıp yıktırdığı biliniyor. Bu yağmalamanın asıl nedeninin Perslerin, İskender’inkilerden daha güzel bir kenti olmasından kaynaklandığını söyleyen tarihçilerin sayısı da hayli fazla.

Çıkısta biraz serinleyelim dedik ama baya bir serinledik. Merkezde 2-3 bin Tumene içtiğimiz meyve sularını 6 bin tümene içmek sahsen beni baya bir serinletti :((
Persapolis den sonra Taht-ı Cemşid ve Nakş-ı Rüstem’i ziyaretimizle gezimiz 13:30 gbibi bitti.

Şiraz Sokakları ve Akşam Programı

Öğlenden sonraki Programımız için Ahmad’ın işi olduğundan bu Sefer Zehra’ın eniştesi İbrahim ile 30.000 Tümene anlaşarak Saat 16:00 da buluşmak sözlesip bizi Otele bıraktılar.

Bizde ilk önce boğazlar sorununu çözmek için Hacı Baba Restaurantın yolunu tuttuk. İçerisi güzel ve hostu ama mutfak dan gelen yemek kokuları biraz rahatsız etmiyor değildi. Kardeşimle ben 1 Çello kebab ve 2 salata 2 nane kokulu mis ayran ile fazlasıyla doyduk. 28.000 tumen hesap baya cazip geldi.

Şiraz

Şiraz

Yemekten sonra yine kendimizi Şiraz sokaklarını adımlayarak sehri daha iyi tanıma ve izleme imkanı bularak bol bol fotoğraf cekerek Otele vardık. Otelin Önünde Zehra ve Eniştesi İbrahim bizleri beklemekteydi.

02 (77)

02 (76)

02 (75)

02 (74)

02 (73)

02 (72)

02 (71)

Şiraz Sokakları

Şiraz Sokakları

2015-04-24 18-08-53

2015-04-24 18-08-30

2015-04-24 18-08-28

2015-04-24 18-08-27

2015-04-24 18-08-22

2015-04-24 18-08-21

2015-04-24 18-06-58

2015-04-24 18-04-33

2015-04-24 18-04-27

02 (180)

02 (179)

02 (178)

02 (177)

02 (176)

02 (174)

02 (173)

02 (170)

02 (167)

02 (166)

02 (165)

02 (164)

02 (163)

02 (162)

02 (161)

02 (160)

02 (159)

Şiraz Sokakları

Şiraz Sokakları

Vakit kaybetmeden yola koyulduk. Zehra akşama ailesinin bizleri akşam yemeğine beklediklerini söyleyince kardeşimle birbirimize baktık ve evlerinin Klasik İran evi olduğunu öğrenince kabul ettiğimizde Zehra buna cok sevindi. Programımız zaman yeterse İrem Garden, Hafızın Türbesi, Sadinin Türbesi, Kuran Gate gezmek vardı. İlk İrem Garden’a gittik. Bu sefer Zehra’ biletlerimizi aldı ve Harici Bilet uygulamasından yırttık. İrem garden sahsen benim pek hoşma gitmedi. Burdan beklentim cook yüksekti ama Ankara’da Melih Gökçek’in Göksü Parkı, Harikalar Diyarı, Gençlik Parkı, Anka Park, Eskişehirde Büyükerşen’in yaptığı parklar ve İstanbul’un Floryası, Yıldız Parkı ve Emirganı görmüş birisi olarak baya sonuk kaldı. ve Burda gecirdiğim zamana üzüldüm. Çünkü vaki yetersizliğinden dolayı Sadi’nin türbesine gidememiştik.

İram Bağından sonra Hafız’ın türbesine gittik. Yine Zehra saolsun Biletlerimizi İndirimli tarifeden aldı. Hafız’ın Türbesinde giriş muazzam. Her yerde Hafız’ın Gazelleri kulaklarımızın tozu ve pasını alıyor. Girişte Zehranın Arkadaşı ve aynı Zamanda Kaşgayı Türkü Müjde ile karşılasık ve bize katıldı. Burda yaklaşık 1 saat vakit gecirdik. yavas yavas akşam oluyordu ve Sadinin türbesini pas gecmek zorunda kaldık. Kuran kapısının yolunu tuttuk.

Sabah Persaapolise giderken hiç dikkatimizi çekmemişti sakin bir yol ve kavsak görünümündeydi ama akşam her yer insan kaynıyor ve su sesleri güzel aydınlatma ile cok farklı bir güzellik ile karşıladı bizi Kuran kapısı. İnsanlar oturmus caylarını yudumluyor nargilelerinin içiyorlardı. Herkes mutlu mesut insanların yüzleri gülüyor…

Akşam Saat sekizi gecmişti. Bizi akşam yemeğine bekleyen insanlar vardı ve fazla gec kalmamamız gerekliydi. ve gece 23.30 da YEZD yolculuğu bizi bekliyordu.

Zehraların evi Şiraz merkezden 20-30 km uzaklıkda bir kasaba gibi bir yerde idi eve gitmeden Hafızın gazellerininin Cd sini almak için durduk. İbrahim’e ücretini ödemek istediğimde almak istemedi bayta ısrar etmemize rağmen almadı. Cd parasını da ödemek istediğinde hemen bir sözlesme yaptık. Taksi ücretini biz ödeyecektik cd ücretini İbrahim ve zorla da olsa bu sözlesmeyi kabul ettirerek evin yolunu tuttuk.

Zehraların evinde meraklı gözler ile bizleri bekleyen bir aile vardı. Geniş aile ile Akşam yemeğimizi yedik hos sohbetimizle birlikte çaylarımızı kahvelerimizi yudumladıkdan sonra bizlere Yazd yolu gözükmüştü ve 23:30 oda otobüse binmemis gerekliydi. Zehra’nın Abisi ve Eniştesi bizi Şiraz Cıkışında polis kontrol noktasına getirdiler, Yazd otobüsüne otogardan değil buradan bindik. İranda Şehirler arası otobüsler Türkiye’ye göre daha konforlu ve ikramları da bir o kadar zengin menüye sahipler.

Şiraz Şehir Çıkışı , Polis Kontrol Noktası Zehra  abisi ve Eniştesi

Şiraz Şehir Çıkışı , Polis Kontrol Noktası Zehra abisi ve Eniştesi

Bizleri güzel bir şekilde evlerinde ağırlayan abbas abi ve ailesine teşekkürler ediyoruz.

Görseller Eklenecek….

, ,

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir